Hatha Yoga Pradipika mektubu
Bu mektubu sadece sevgili Bora Ercan'ın okuyacağını düşünerek, kendisine yoganın bu kadim metnini Türkçe'ye kazandırdığı için teşekkür manasında yazdım. Bora Hoca Hariom Yoga blogunda paylaşmak istediğini söylediğinde ben de buraya ekleme cesareti buldum.
Kitabı edinip okumanızı sevgiyle öneririm.
Ocak 2018
O.
**********
Sevgili Bora Hoca, Öncelikle bu metni çevirdiğin sonra imzalayıp buralara kadar gönderdiğin için çok teşekkür ederim.. Bundan daha güzel bir armağan düşünemiyorum.. Kitaba gelince yoganın değerli bilgilerini çok sade bir Türkçe ile, senin yorumlarınla, sohbet eder gibi okuyabilmek harika.. Umarım arayan, merak eden, ilgi duyan herkese ulaşır.. Sana da diğer çalışmaların için şevk ve uğur getirir.. Benim için en keyifli olan kısmı, kelime kökenlerini, farklı dillerde nasıl türetildiklerini ve kullanımlarını anlattığın bölümler oluyor.. Yoga 1 ve 2’de de aynı şekilde hissetmiştim.. böylece diller arasında bir köprü kuruyorsun ve kavramlar daha kolay algılanıyor.. Sanskrit dilinin Yunanca, Latince ve eski Almanca ile benzeştiğini tahmin edebiliyorum ama Kürtçe ve Farsça ile benzerliğini okuyunca mesela şaşırdım.. Halbuki göçler, kültürel etkileşimler düşünülünce son derece doğal tabii.. Ama insanın aklına gelmiyor o bağı kurmak.. Asanaların günümüzdeki ve geçmişteki hallerindeki küçük farklılıklar ilginç geldi.. bir yandan da bugün yoga diye uyguladığımız şeyin, özünden ne kadar farklılaştığını bir daha gördüm.. Zaten ‘yoga yapıyorum, öğretiyorum’ gibi şeyler demekle ilgili sıkıntılarım vardı.. Galiba sadece ‘hareket üzerine çalışıyorum’ diyebilmem mümkün artık.. 100 sene sonra ne olacağını ise hala düşünüyorum.. Muhtemelen meditasyona oturabilmek, nefes ve asana çalışabilmek için kendimizi VR ( virtual reality ) gibi cihazlara bağlayacağız.. Sohbetimizden beri bu konuyu kafamda döndürüp duruyorum.. Henüz bir yere varamadım.. Philip K. Dick hikayelerinden yapılma bir seri izliyorum ve sanki biz de oradaki karakterler gibi cihazlarla bir olacakmışız gibi.. Belki de makineye gerek kalmadan telepati yetimiz gelişir.. Bu güzel olurdu mesela.. Özellikle ilgimi çeken bir başka kısım da çakra sistemlerini anlattığın bölümde, Sufizm’in çakraları tanımlayışı oldu.. O bölümün kaynağını bilmek, biraz daha karşılaştırmalı bir araştırma yapmak isterim diye düşündüm.. İnsanın hallerini peygamberlerin özellikleriyle, hikayeleriyle anlatma meselesi çok ilginç.. Zihin hep köprü kurmaya çalıştığı için, hikayeler algıyı kolaylaştırıyor sanırım.. Freud ve Platon’un soyledikleri arasındaki paralelliği anlayabiliyorum.. Ama Platon’un da hakkında söz söylemediği konu olmadığını bir daha gördüm.. 2000 yıl sonra, yeniden helal olsun kendisine.. Sana da bunları görmemizi sağladığın için.. Yoga’nın bilgisi hep gizliymiş, arayan, uğraşan, çalışan bilebilmiş.. Yine de yoganın Hint kültürü içinde bile ‘counter culture’ olduğunu okumak güzel.. Kendimde eksikliğini gördüğüm bazı şeylerle de yüzleşmemi sağlamış oldu bu okuma.. Pranayama ve kriyalar ile beden temizliği uygulamalarını ne kadar yüzeysel uyguluyoruz bugun.. Hele burada.. Çok jenerik, üstüne düşünülmemiş, hap gibi öğrenilip uygulatılan neler var neler.. Halbuki batı tıbbının şu an bildiğinden daha fazlasını biliyormuş bilgeler.. Benim sınavım de bu konularda bilgisine güveneceğim bir rehber ile düzenli çalışacak şekilde karşılaşmamak herhalde.. Hatha yoga’nin kadin-erkek eşit gördüğünü öğrenmek özellikle hoşuma gitti.. O konuda da bir yanlış algı yerleşmiş zihnime.. Kısaca yaşasın diyorum!
Kitabı güzel, güneşli bir günde parkta okumaya başladım.. Özellikle araya başka bir kitap almadan devam etmek istedim. 10-12 gün sürdü yavaş yavaş okudum.. Şimdi bitirdim.. Yoga konusunda anadilimde okuyabildiğim, özenilmiş bir kılavuz kitap olarak hep yanı başımda olsun isterim.. O yüzden notlarımı, küçük kağıtlara yazdım, kitabın arasına koydum.. Kimbilir bir daha okuduğumda hangi hislerde olacağım.. Bu güzel çalışman için seni gönülden kutlarım ve nazik armağanın için teşekkür ederim. Sevgiyle, O. Fotograf: Echo Park / Los Angeles
