Mr. Gaga
Yapımı sekiz sene süren 100 dakikalık belgeseli doğumgünümde, üniversite kampüsünde dans hocaları ve öğrencileriyle birlikte izledim. Gaga metodunu ilk, arkadaşım Gizem Bilgen’den duymuştum, 3-4 sene kadar önce sanıyorum. Son derece yetenekli bir dansçı olan dostum, hareketin doğası ile ilgili çalışan bu sistemi öyle ballandırarak anlattı ki, çok merak ettim.
Burada bulduğum Gaga dersleri sonrasında, bedenimde bir rahatlama ve genişleme hissettim. Gaga bir hareket dili olarak geçiyor ve yönlendirmeler sana hep içeriden geleni dinlemeyi hatırlatıyor. Bedene yaptırdığın şeyi dış kabukla değil de, bir bütün olarak deneyimlemek diyebiliriz. Naharin filmde elini havada oynattığında artık bu, ‘bütün bedenin ve etrafındaki her şeyin hareketidir’ diye anlatıyor.
Film biyografik bir belgesel ve Naharin’in harekete ve hayata yaklaşımını takdire değer şekilde yansıtmayı başarmış. Koreograf kameranın varlığını felsefi olarak sorgulasa da, biz faniler için çalışmaların özünü anlayabilmek adına iyiki kaydetmişler. Gençliğinde İsrail ordusunda eğlence bölüğünde dans eden koreograf, sonrasında Batsheva Dans topluluğuna giriyor ve Martha Graham ile bu şekilde tanışıyor. Martha onu alıp New York’a getirdiğinde ise, toplulukla 10 ay kadar çalıştıktan sonra tatmin olmadığını anlıyor. Juilliard ve American Ballet Theater derslerine devam ederken, dönemin çok önemli dansçıları ve koreograflarıyla çalışıyor. Maurice Bejart topluluğu için elemeleri geçemeyip aynı gün sokakta onunla karşılaştığında, Bejart’a doğaçlama bir solo yapıp, işi alıyor.
Sonrası yine hüsran çünkü sanatçı, dönemin en önemli koreograflarından olsa da başkalarının dans cümlelerini öğrenmek istemediğini idrak ediyor. Zaten hepimizin olduğu gibi onun da, kendine has bir hareket etme biçimi var. Bunda ustalaşma ve araştırma çabasıyla küçük ve karma bir topluluk kuruyor ve New York’ta deneysel çalışmalar yapıyor. Bu dönemde eşi Mari Kajiwara, Alvin Ailey Topluluğunun, siyah olmayan tek dansçısı ve aynı zamanda yardımcı koreografı. Oldukça da meşhur. Bir süre sonra Mari de Alvin Ailey’i bırakıp, Naharin’in topluluğuna katılıyor. Birlikte araştırıp üretmeye devam ediyorlar.
O zamanki dansçıların Naharin ile ilgili anlattıkları filmi daha da ilginç hale getiriyor. Sahne kenarından sahnedeki dansçıya ‘Beni sıkıyorsun!’ diye bağıran bir adam düşünün. Naharin’in gerçek olmayan, sadece estetik amaçlı harekete neredeyse tahammülü yok. Başka bir yerde dansçılarına, ‘Bana mizah anlayışınız olduğunu göstermelisiniz, olduğunu biliyorum. Yemek yemekten, sevişmekten hoşlandığınızı anlayabilmeliyim. Sadece adanmış ve yetenekli dansçılar olmanız hikayeyi anlatır ama amaç bu mu?’ diyor.
Gaga metodu ise bir alet çantası olarak tarif ediyor Naharin. Koreografi yapmaktan farklı olarak bir hareket araştırması olması sebebiyle kendisi ve dansçılara yardımcı olduğunu anlatıyor. Bu gündelik hayattaki limitlerin ötesini zorlamak. Koreografi ayrı konu.
Gaganın geliştirdiği, odaklandığı noktalar, harekette çok katmanlı eylemleri mümkün kılmak. Bedene ne yapacağını söylemekten ziyade, bedeni dinlemeyi pekiştirmek. Bu şekilde hareket etmek, bedendeki ateşleme gücünü ortaya çıkarıyor. Her zaman patlama yaşamak zorunda değilsin ama patlamanın mümkün olması olasılığı, yeni bir alan açıyor. Bu sana o anda olma hissini yaşatıyor. Bunu yogada ‘Spanda Shakti’ olarak anlatılan, spontane, sürpriz atımın tarifine benzetiyorum. Spanda evrenin formdan forma girerken, özgürce kendini ifade eden nabzı. Bir çiçeğin pırtlayarak açması da Spanda. Belki bu benzerlik yüzünden şöyle diyebiliriz: ‘Gaga şimdi oluyor!’
Çalışma boyunca hareket hiç kesilmiyor, çok katmanlılık araştırması için ilginç yönlendirmeler var. Mesela küçük eklemlere büyük hareketler yaptırmak, ya da büyük eklemlerin minimal hareketini izlemek. Parmaklarının arasındaki yarım ay şeklindeki bölümü hissetmek ve gözlemlemek. Etini serbest bırakarak sana yastık görevi görmesini sağlamak, darbeyi hafifletmek. Tek bacak üzerinde uzun süre ve hareketli kalmak. Sürtünmeden ve yer çekiminden oluşan ağırlığı ve/veya hafifliği deneyimlemek. Hareketi %30-%20 oranına küçültmek gibi...
Tabii ki yazarak anlatılması imkansız bir deneyim bu. Konuşmanın olmadığı, zaman zaman ses titreşimine yer verilen çalışmalarda kişi kendi bedeninin katmanları arasında, o anki haliyle bir yolculuk yaşıyor. Ve estetik kaygıların, fiziksel becerilerin ötesinde bu, herkesin kendi hareket dilini kullanmada ustalaşmasını sağlıyor.
İsrail’li Batsheva dans topluluğunun eğitim metodu olarak kullanılan Gaga’yı deneyimlemek isterseniz, Akbank Sanat’ta ara sıra verilen ‘gaga inspired’ derslere girebilir veya www.gagapeople.com sitesinden dünyada verilen derslerle ilgili bilgiye ulaşabilirsiniz.
Naharin geliştirdiği ve toplu derslerle dansçı olmayanlarla da paylaştığı metodu, ‘Hareket alışkanlıklarımızı değiştirerek yeni hareket etme biçimlerini mümkün kılmak’ olarak özetliyor.
‘Bence koreografik adımlara değil de insan hallerine odaklandığında, dans sana o zaman dokunuyor’ diyor sanatçı.
Foto: Gadi Dagon via google